18 Şubat 2019 Pazartesi

en çok

annesi neredeyse köşeyi dönüp sokağın ucunda kaybolmak üzere ama o yanı başımda durmuş beni bekliyor.

"uff!.." diyor. "yine mi bulut fotoğrafı çekiyorsun?"

"evet. ben bulutları çok severim."

"deniz fenerlerini de çok seviyorsun."

"başka neleri seviyorum?"

"kitap okumak."

aradığım cevabı ikinci "başka"da buluyorum.

"beni."

"peki," diyorum. "en çok neyi seviyorum?"

"beni."

fotoğraf çekmeyi bırakıp, "bu çok doğru işte," diyorum. elini tutuyorum uzanıp. bomboş sokakta az önce annesinin kaybolduğu tarafa doğru yürümeye başlıyoruz. 

4 yorum:

  1. o konuyu daha önce işlemiştik. neredeyse sekiz yıl olmuş.
    https://verbumnonfacta.blogspot.com/2011/04/ilkyaz-cilvelesmek-ve-kediler.html?m=1

    YanıtlaSil
  2. Hikayeler hep yarım sizde sanırım.. Peki o ata ne oldu?

    YanıtlaSil
  3. bende hikâyeler sürmesi gerektiği kadar sürer. yani bütün hikâyeler gibi...

    bence ata ne olduğunun hiçbir önemi yok.

    YanıtlaSil