galiba elimden tutup beni bu yazdan çıkartacak şarkıyı buldum.
bakmayın "galiba" dediğime. eminim aslında. sadece küstahlık hakkımı böyle bir konuda harcamak istemiyorum.
mesela birini, "bende sevmediğiniz bu kadar çok şey varken neden hâlâ buradasınız," diye sorarken kullanmak istiyorum. bir diğerini de, göz yaşlarını sildikten sonra ıslak gözleriyle bana bakarak, "aşkımı ilk benim mi söylememi istiyorsunuz?" diye sorduğunda "hiçbir zaman söylemeyin," derken. evet, peçorin'i tanıyorum.
şarkı adından dolayı dikkatimi çekti. sadece isimlendirmedeki şiirsellik değil, fikret kuşkan'ın iyi bir oyuncu olduğunu da filmi de biliyorum. şarkıya daha ilk dakikada vuruldum. sonra olaylar gelişti. oysa, daha bir gün önce semih kaplanoğlu'nun yeni filmi buğday'ın fragmanı için de aynı şeyi söylemiştim. sesim, soluğum kesildi. yasal uyarı: eşşiz bir sinema tecrübesi bekliyor bizi.
ben manuş baba'nın ismini ilk defa duydum ama durum yeni bir kalben- haydi söyle vakasıymış. herkes biliyormuş yani. sizi bilmem ama ben kalben'in haydi söyle yorumunu sevmeyen birine henüz rastlamadım. herhangi bir konuda üzerinde böylesi bir mutabakat nadir rastlanan bir durum olduğundan insan ister istemez, "n'oluyo?" diyor.
ne diyordum? daha bir dakika dolmadan şarkı hakkındaki kararımı vermiştim bile. müzik, sözler, yorum tam bana göreydi. şimdilerde göğsümün sol yanında eli kolu bağlı oturan anarşistin bir zamanlar dinlediği marşları hatırlatan yanı da cabası.
*manuş baba, dönersen ıslık çal
bakmayın "galiba" dediğime. eminim aslında. sadece küstahlık hakkımı böyle bir konuda harcamak istemiyorum.
mesela birini, "bende sevmediğiniz bu kadar çok şey varken neden hâlâ buradasınız," diye sorarken kullanmak istiyorum. bir diğerini de, göz yaşlarını sildikten sonra ıslak gözleriyle bana bakarak, "aşkımı ilk benim mi söylememi istiyorsunuz?" diye sorduğunda "hiçbir zaman söylemeyin," derken. evet, peçorin'i tanıyorum.
şarkı adından dolayı dikkatimi çekti. sadece isimlendirmedeki şiirsellik değil, fikret kuşkan'ın iyi bir oyuncu olduğunu da filmi de biliyorum. şarkıya daha ilk dakikada vuruldum. sonra olaylar gelişti. oysa, daha bir gün önce semih kaplanoğlu'nun yeni filmi buğday'ın fragmanı için de aynı şeyi söylemiştim. sesim, soluğum kesildi. yasal uyarı: eşşiz bir sinema tecrübesi bekliyor bizi.
ben manuş baba'nın ismini ilk defa duydum ama durum yeni bir kalben- haydi söyle vakasıymış. herkes biliyormuş yani. sizi bilmem ama ben kalben'in haydi söyle yorumunu sevmeyen birine henüz rastlamadım. herhangi bir konuda üzerinde böylesi bir mutabakat nadir rastlanan bir durum olduğundan insan ister istemez, "n'oluyo?" diyor.
ne diyordum? daha bir dakika dolmadan şarkı hakkındaki kararımı vermiştim bile. müzik, sözler, yorum tam bana göreydi. şimdilerde göğsümün sol yanında eli kolu bağlı oturan anarşistin bir zamanlar dinlediği marşları hatırlatan yanı da cabası.
*manuş baba, dönersen ıslık çal