17 Mayıs 2017 Çarşamba

yön

az önce çıktığı çok katlı binanın önünde yanı başında duran yalnızlığı görmemek için montunun yakasını kaldırdı, ellerini kot pantolonunun ceplerinde yok etti ve gecesini arayan akşamın üzerine yürüdü.

7 yorum:

  1. Ah sevilmeyen yalnızlıklar.. oysa iyidir

    YanıtlaSil
  2. "bir mecburiyet olarak yalnızlık"ı ayrı tutuyor olmalısınız.

    YanıtlaSil
  3. Hapis gibi mi mesela? Sürgün gibi ?.. Bunun dışında her ne olursa olsun yalnızlığım en iyisidir. Ancak ben istediğimde karışırım kalabalıklara. :)

    YanıtlaSil
  4. hapis ya da sürgün de listeye dahil olabilir ama benim işaret ettiğim farklıydı.

    bazan telefonu elinize alır da arayacağınız, arayabileceğiniz, aramak istediğiniz bir isim bulamazsınız ya, işte o.

    YanıtlaSil
  5. Sanırım burda pes ediyorum, zira böyle bir durumda kalmadım. Bir çok isimden mada en fazla aradığım insan kendimim.

    YanıtlaSil
  6. içim dışım yara bere içindeyken, biri yanıma geldiğinde gülümsemeye devam ettiğim,
    “iyiyim” yalanını söylediğimde hırkamın kollarını parmak uçlarına kadar çektiğimde kimsenin bunu fark etmediği,
    kitaplara bile artık elimi sürmediğim (güzel anların hatırı kırılmasın diye),
    battaniyemin en yakın dostum olduğu,
    bir yanım günlük yaşamı olabildiğince doğal akışında sürdürüyor görünüyorken, içimi avutamadığım, içimde bambaşka bir hayat sürdürdüğüm,
    yaşamanın küfür gibi ağır gelmeye başladığı zamanlarda...işte o zamanlarda “o tür”den bir yalnızlık yaşadığımı bilirim.
    ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

    YanıtlaSil