"çocukluğumda her gün öğlene doğru, gidecekmiş gibi çantasını, şapkasını ve şemsiyesini portmantoya asardı annem. lakin gitmezdi. telefonun yanındaki iskemleye oturup çantaya, şapkaya, atkıya ve şemsiyeye bakardı. bir süre sonra ben de onun yanına gelip, gitmek için düzenlenmiş ama kullanılmamış eşyalara bakardım onunla birlikte. otuz saniye sonra kucaklaşırdık annemle. sımsıkı sarılır, birbirimize bakar ve gülerdik. bugünkü varsayımım şöyle: dünyanın görülmeye değer bir yer olmadığı korkusunu böyle zapt ediyordu annem."*
*: wilhelm genazino, o gün için bir şemsiye
*: wilhelm genazino, o gün için bir şemsiye
Hey! Ne hoş! Ben bu kitabı seveceğim. Eminim. Daha önce ne duymuş ne denk gelmişim. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilvnf. her şeyden önce "dakika ve skor"ların tavsiye değil, kendinden kendine notlar olduğunu bir defa daha hatırlatır.
YanıtlaSilben severek okuyorum genazino'yu. eliniz değmişken türkçe'deki diğer kitabı mutsuzluk zamanlarında mutluluk'u da okuyun derim.
o gün için bir şemsiye ise huzur, aylak adam ve yabancı'yı hatırlattı bana.
Ne yazarı ne kitaplarını hatırladım. Ta ki gugıla sorup, Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk"un kapak resmini görene kadar. Bu kitap bende var. Kapağını beğenip aldığım kitaplardan:)
YanıtlaSilDemek ki,vnf'nin kendinden kendine notlar yazmasını beklemiş. Okumam mı? İkisini de okurum şimdi. Kitaplarımın arasında bulayım da önce.
"o gün için bir şemsiye ise huzur, aylak adam ve yabancı'yı hatırlattı bana." demişsiniz ya, heyy! "Karamba karabita," derim bu işe:) Teşekkür ederim vnf.
her şey zamanlama meselesi: her şey vaktinde olur. ya da ölür.
YanıtlaSil