11 Şubat 2015 Çarşamba

rachuli

bu videoyu seveceğini biliyorum. tıpkı eski bir rüzgarın uzaklardan getirip ruhuna emanet ettiklerini bildiğim gibi.

gürcistan turizmi için yapılmış bir video aslında. bir halk şarkısının yeniden yorumlanmasından başka bir şey değil. tarih ve konfor, gelenek ve özgürlük bir arada demeye çalışıyor. "welcome to georgia". aradığınız her şey gürcistan'da.

reklama gelmedim henüz ama etkilendim. dillerin ve kültürlerin henüz birbirinden kopmadığı, arada dağlardan gayrısının olmadığı ve kalpler milliyetçilik ağusuyla zehirlenmeden önceki zamanları hatırlattı. o günlere bir defa daha iman ettim. özledim.

coğrafya tanıdık, dilin fonetiği muhteşem. tek bir kelime bilmiyorum ama bu durum hissettiğim hiçbir şeye mani olmuyor. kadınları elbise ne kadar güzel yapıyor. hele de kadının beli varsa, elbise beline oturuyorsa.

ama üç yeri özellikle çok seviyorum.

ilki, erkeklerin fırının etrafında dans ederken havalanışına ve bir vadinin yükseğindeki rüzgara kendini bırakıp, kanat çırpmadan süzülen kartallar gibi bir süre havada kalışlarına. bence, kartallar doruklarda bu melodiyi duyarak uçuyor olmalı.

ikincisi, ritmin ve sahnenin tekno-dans sekansına dönüştüğü ve djin rol çaldığı sahne. rica ederim ayıplayıcı nazarlarla bakmayın. çünkü ruhumun bir yanı fazlasıyla zamane.

sonuncusu ise, dansçıların siyahlı beyazlı geleneksel kıyafetleriyle bölgeye özgü ahşap evin önünde toplanıp modern zamanlara, dans eden gençlere çağlar öncesinden şefkatle bakıyormuş gibi durdukları sahne. çünkü çark biraz da eskilerin yüzü suyu hürmetine dönmüyor mu?

2 yorum: