bugün tehlikeli şiirler okuyalım leyla
mehmet efe'den 'meksika sınırı' mesela...
merkez üs: http://mehmetefe.com/meksika-siniri/#respond
mehmet efe'den 'meksika sınırı' mesela...
"hep bir meksika sınırım olsun isterdim,
alamancı komşumuzun siyah beyaz tevesinde
kovboylar hep meksika sınırına giderdi
kimse dokunamazdı sınırı geçtiler mi
meksika sınırı isterdim en sevdiğim şairlere
hep hapiste olurlardı nedense
hapis yatmış olurdu yoldaşım gönüldaşım
saf tutmak istediğim namazda omuz omuza
hapse düşersin derlerdi
tutup ciğerimden yazsam
en sevdiğim filim artisi
hapsi boylardı illaki
filmin en güzel yerinde
camimizin imamı
edebiyat öğretmeni
meksika sınırımız olmadığından belki
ortasında dururlardı
en canalıcı lafın
bir damar kabarırdı cümlelerinde
meksika sınırı olsaydı türkiyem'in
ondokuz yaşımda sevdiğim kızla
atlar geçerdim sınırı kimse dokunamazdı
yerine gayrettepe’de dayaklar yedim
günlerce uyutmadılar siyasi şubede
şimdi
kim olduğum için sevilmesem de
kim olmadığım için sevilmekten korkarak
meksika sınırına iki saat mesafede
tekrarlayıp duruyorum kendi kendime
bir meksika sınırı lazım her memlekete
meksika'nın kendisine de"
merkez üs: http://mehmetefe.com/meksika-siniri/#respond
özgürlüğün "sınır"la tanımlanması ne kadar çarpıcı.
YanıtlaSil"sınır"ı geçmekle, daha doğrsu "sınır"ın diğer tarafıyla tanımlıyor.
YanıtlaSil"çarpıcı" gelmesi ise sıkıştırıldığımız dar çerçevelerin de bir sınıra sahip olmasından dolayı olabilir mi?
aklımızı bir türlü terkedememekten, çizginin öbür tarafına bir türlü geçememekten...