izleyenlerinin büyük kısmına bir şey demeden geçip giden, ama beni, ryan gosling'in berbat oyunculuğuna rağmen çarpan drive'ın en güzel şeyidir bu şarkı.
gece yarılarında dinler, eliniz son anda vaz geçmezse, aslolanın gözleri kapalıyken yaşadıkları olduğunu bilen kadınları ararsınız. ki aynı kadınlar tavanında yıldızlar parıldayan odalarının karanlığına uyanırlar.
ve yetmiş yedi doğumlu kavinsky'nin her anına seksenler sinmiş bu şarkısı dile gelir: "there's something inside you/ it's hard to explain"
*kavinsky, nightcall
gece yarılarında dinler, eliniz son anda vaz geçmezse, aslolanın gözleri kapalıyken yaşadıkları olduğunu bilen kadınları ararsınız. ki aynı kadınlar tavanında yıldızlar parıldayan odalarının karanlığına uyanırlar.
ve yetmiş yedi doğumlu kavinsky'nin her anına seksenler sinmiş bu şarkısı dile gelir: "there's something inside you/ it's hard to explain"
*kavinsky, nightcall
gossling'i bir filmiyle beğendim.
YanıtlaSilBazılarını kaydetmek için bir film,bir kitap yetiyor...
ryan gossling'i başından bu yana sevmiyorum. ama drive söyledikleriyle ve söylemedikleriyle bana çok şey düşündürttmüştü. ve bu filmin itelemesiyle, "her sabah, daha da yaşlı bir dünyaya uyanıyor, yeni umutlarla güne başlıyoruz. her akşam, bir daha yaşayamayacak olmanın bilinciyle günlerden birini daha tüketmiş olarak eve dönüyoruz." diye başlayan bir yazıya oturmuştum.
YanıtlaSilnightcall ise, başlı başına bir hikaye. 'yerini ve zamanını bulan' dediklerinden.