"...daha ilk karşılaşmada birbirine her şeyi söylemek, karşınızdaki de size açılsın diye her şeyinizi ortaya dökmek hem safça hem de düş kırıklığı yaratıcıdır. bu davranış, çok büyük yanılgı tabii, her iki tarafın birbirini tanıdığını, tek parçadan oluştuğunu ve ötekiyle girişilen ilişkinin bizi değiştirmeyeceğini, bizi kendi içinde daha da sağlamlaştıracağını varsayıyor. kendini böyle sunmak -işte ben ezelden beri böyleyim ve sonsuza dek böyle kalacağım demek- kendini olduğu gibi ortaya koymak değil, bir imgede gizlenmek, donup kalmaktır gerçekte; tuhaf bir karşıt anlam sayesinde içtenliğin aşırılığı yalanın doruğu olup çıkıyor; kendine karşın değiştiği için ötekine yalan söylüyor çünkü orada, ya da değişimi kabul etmeyi yadsıyarak kendine yalan söylüyor. göze girme sanatı, karşılık itiraflara halk dilinde açılma, içini dökme denen şeye indirgendiğinde suç ikrarı bayağılığına düşer ve tanışmanın, yavaş yavaş önümüzde açılan ve algılaması bizi allak bullak eden bir dünya yaratma gücünü yok eder."*
*: pascal bruckner, masumiyetin ayartıcılığı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder