yeni bir sene. eski bir şarkı...
eski şarkılar hakkındaki fikrimi daha önce söylemiştim.
yeni seneden ise bu şarkıyı her dinlediğimde hissettiklerim tadında şeyler bekliyorum: kendim için, herkes için...
kaldı ki, "i was a willow last night in my dream/ i bent down over a clear running stream/ i sang you the song that I heard up above/ and you kept me alive with your sweet, flowing love"**diyen son kısmı bile yeter.
*heart, crazy on you
**serbest çeviri: "dün gece düşümde bir söğüt ağacıydım/ aşağıya, akan berrak nehre eğiliyordum/ sana yukarıda duyduğum şarkıyı söylüyordum/ ve sen hoş, akıcı sevginle bana hayat veriyordun"
eski şarkılar hakkındaki fikrimi daha önce söylemiştim.
yeni seneden ise bu şarkıyı her dinlediğimde hissettiklerim tadında şeyler bekliyorum: kendim için, herkes için...
kaldı ki, "i was a willow last night in my dream/ i bent down over a clear running stream/ i sang you the song that I heard up above/ and you kept me alive with your sweet, flowing love"**diyen son kısmı bile yeter.
*heart, crazy on you
**serbest çeviri: "dün gece düşümde bir söğüt ağacıydım/ aşağıya, akan berrak nehre eğiliyordum/ sana yukarıda duyduğum şarkıyı söylüyordum/ ve sen hoş, akıcı sevginle bana hayat veriyordun"
Yeni bir seneden, aynı şarkıyı dinleyince eski şeyler beklemek. Ne iyimser ne duyumsar ne de tamahkar. Biraz da deli işi olduğunu düşündürttü zahir.
YanıtlaSilbu mahallede oturanlar akıllı olmaktansa deli olmayı tercih eder.
YanıtlaSilDeliliğin bir tercih meselesi olduğunu dillendirerek ezber bozuldu bile lügatta.
YanıtlaSil'aklı akıllılara bırakmak' diye bir deyim vardır ve bizim muhitte icat edilmiştir.
YanıtlaSilpeşi sıra ver elini, delilik.