yaşı kemale ermiş, biraz bonkör davranırsak entelektüel sıfatından nasiplenebilecek okur yazar tayfa ahlar vahlar eşliğinde 'ışıklar içinde uyu'maya gönderdi ünlü düşünürü.
/bazan bu insanların 'taslaklar'da olası ölümler için taslak mesajlar bulundurduğunu, işaret gelince de 'gönder' deyip sosyal medyaya saldıklarını düşünüyorum. (ama konumuz bu değil.)
bir de, "her ölüm erken," kabul. ama doksan beş yaşındaki birinin ölmesi kimseyi şaşırtmamalı. birinin ölümü insanları üzebilir, onlara yaşlandığını hissettirebilir ama üretkenliği nihayete ermiş, herhangi bir verimden uzak birinin yokluğu yüzünden dünya niçin eskisi gibi olmasın ki? (şükürler olsun ki konumuz bu da değil.)/
hemen ardından eşi valeria wasserman'ın, gazetelere yolladığı "yok öyle bir şey. o iyi." diyen e-postası duyuldu.
meğer, geçen yıl kısmi felç geçiren ve hastaneye yatırılan noam chomsky'nin tedavisi evde devam edecekmiş.
bunu duyunca elimde olmadan güldüm ve refik halit karay'ı andım.
/kurtuluş savaşı aleyhine yazdığı yazılar nedeniyle vatan hainliğiyle suçlanıp, "yüzellilikler" adı verilen muhaliflerden biri olarak beyrut ve halep'te sürgün hayatı yaşamaya mecbur kalan refik halit karay, halep'te yaşadığı o sürgün yıllarında, istanbul gazetelerine "refik halit karay'ın vefat ve başsağlığı ilanı" diye kendisi için taziye ve ölüm ilanları verirmiş.
bu sözde "ölümünden sonra" kendisi hakkında yazılanları okur, evine başsağlığı için gelenleri takip edermiş.
kendi ifadesiyle, hâllerine "kıs kıs gülüyor", sonra da hiçbir şey olmamış gibi, "bir yanlışlık olmuş" deyip hayatına devam ediyormuş.
başka bir deyişle, ölerek hatırlatıyormuş kendini./
belki noam chomsky de öyle yapmıştır. kendini hatırlatmak ya da ölmeden önce öldüğünde peşi sıra denilecekleri duymak istemiştir.
*başlık, james agee romanı ailede bir ölüm'den ilhamla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder