birden bire anımsadım.
*
o ikisi sevgilimin oda arkadaşıydı. öyle tanıştık. sonra da ahbap olduk. öyle ki, mezuniyet yıllıklarında onlar için şarkı söyleyen koroda benim de sesim vardır. sevgilim bir gün, "sen değişmedin ama ben değiştim" diyerek gitti de o iki kız çocuğu hâlâ yerli yerinde.
ege'den, aynı şehirden gelmişlerdi. oradan tanışmıyorlardı ama kaderin bir planı varmış. önce aynı odada kalmaya, sonra her şey olmaya karar vermişler. biz olaya dahil olduğumuzda üçüncü sınıftaydılar.
deha sayılacak kadar zekiydi ikisi de. ama nasıl da serseriydiler. anlayacağınız, zeki ama çalışmıyor tayfasından değillerdi. zekiydiler, çalışkandır, serseriydiler. üstelik bir sürü güzel şeye merakları, o güzelliklere ayıracak zamanları vardı.
sınav haftası değilse hep yaptıkları gibi o hafta sonu da sevgilime katılmış, kahvaltıya gelmislerdi. a.'nın etrafta dolanan meraklı bakışlarını ancak hikâyenin sonunda anlamlandırmıştım. meğer bir ipucu bulmaya çalışıyormuş. en sonunda dayanamayıp kimliğimi istedi benden.
"n'alaka?" dedim elbette. "bir şey yok," dedi elbette. ama inanmadım elbette. allah muhafaza sevgilimle bir olup nikah tarihi almayı planlıyorlarsa halim nice olurdu.
neyse ki, çok uzamadı, kahvaltı masasından kalkmadan her şey ortaya çıktı.
meğer b., "sen vnf.'nın soyadını biliyor musun?" diye sormuş a.'ya. "hayır," demiş a. da. bunun üzerine b. devam etmiş.
"mecbur kalmadıkça söylemiyor. çok kötü bir soyadı var çünkü."
bir müddet yalandan naz yaptıktan sonra soyadımı(!) söylemiş: kazma.
a. b.'nin ciğerini bilse de içine bir şüphe düşmüş. bu sabah da bunun doğruluğunu anlamaya çalışıyormuş. belki fatura, belge görür, bir yerlere yazılı ismime denk gelir de gerçeği öğrenirim diye.
güldük elbette. meselenin nikah tarihi olmadığını anlayınca da attım kimliğimi masaya.
b. yalancısı ise hâlâ gülüyordu. hem de gözlerinden yaşlar gelecek kadar.
*
evet, birden bire anımsadım.
ama öncesinde, kadın aklının çok farklı çalıştığını konuşmuştuk.
kadınlar her şeye dikkat eder. söz gelimi muhatabının soyadı adına uyuyor mu? bu bile tercihlerini etkileyebilir.
Siz bunları yazınca; temizlik yapmak için ayırdığım günü, çekmeceleri düzenlerken denk geldiğim fotoğraf albümü ile sakatlayışıma ya da kitaplığın tozunu alırken gönüllü olarak avlandığım "kitabın içindeki bu not?" duraksamasına satmışım gibi oldu. Hayli eskilere döndüm... İlkokuldayken sevdiğim çocuğun soyadıyla denerdim adımı. Şimdi kimi sevecek olsam küçüklük fotoğraflarımızı yan yana koyup bakıyorum "çocukluğumuz birbirine yakışıyor mu?" diye. Evet, kadınlar her şeye dikkat eder. Üstelik her yaşta! :)
YanıtlaSilbir şey biliyoruz da konuşuyoruz.
YanıtlaSilbu bahiste tek parmak kaldıran siz olsanız da bütün kadınların bu hâlden mustarip olduğunu düşünüyorum. "her yaş" bahsini ise erbabı bilir. ne de olsa ben uzun zamandır "yirmili yaşlardaki kızlarla takılma yaşları"ndayım.
bir de, yan yana asılmış montların pabucunu dama attığınız bu yorum yüzünden cehennemde yanacaksınız.
İlk cümlenize "muhakkak" deyip gülümsedim, yalan yok. Sonrası içinse sadece işime gelen kısma yanıt vereceğim: Bu ilk olmayacak! : )
YanıtlaSil