24 Temmuz 2013 Çarşamba

"ah" didem

iki sene olmuş.

"bu kadar çok ah dediğim için okurdan af dilerim. vesselam," diyerek bitirdiği, bana kalırsa onunla yapılmış en iyi röportajla* analım onu. daha doğrusu güzelim cevaplarından biriyle:

"çoğu kadın kendileri için önceden planlanmış güvenli bir hayata sığınır. bu hayatın sonu baştan bellidir. bir kadın bunun dışında seçimler yapmaya kalkıştığında, fena halde zora sokmuş olur kendini. (haklısın, başrol oyuncusu olabileceği maddi manevi imkânların içine doğmamışsa eğer.) çoğunluğu kendini gizleyen, koruyan, gardını alan, ürkmüş insanların yaşadığı bu ülkede bir kadın olarak bana ait bir hayatım olsun diye gösterdiğim çabaya ve kendi serüvenime haksızlık edemem. bu yüzden hayatımı samimiyet ve cesaretle anlatmak benim için önemli. benim hâlâ hayatımla ve bir kadın oluşumla ilgili çözemediğim bazı meselelerim var, bu meselelerle samimiyet ve cesaretle boğuşuyorum hâlâ. bütün bunlar yokmuş gibi davranıp, kitabi şiirler yazamam. şiirlerim ütüsüz ve buruşuk gezdirdiğim ruhumun diyeti bence. bu yüzden hepsi benden parçalarla dolu. bu yüzden biraz 'kadınsı', durup dururken bağıran şiirler."


*: varlık dergisi, ekim2002 (röportajın tamamı için bkz.)

2 yorum:

ligea dedi ki...

çok guzel kadın . cok guzel olmaların bedeli hep odenir dediği üzre d.m.'nin.
sıgınacak bir "kendi" bile olamayanların bir başka şairi nilgün marmara gibi

blogunun seslerini ozlemişim
ama devamsızlıktan kalan sen egilsin asla
benim..
selamla

verbumnonfacta dedi ki...

o "çok güzel kadın" benim için bir şiir yazmadı ama. gerçi öykücü de hayal ettiğim öyküyü yazmış değil henüz.

lale müldür'ü de unutmayalım lütfen.

burada hükmünüz sürüyor. hâlâ keşke kapı komşusunuz olsaydım diyorum. devamsızlık ise hâl ve gidiş notunuzu düşüren bir şey asla olamaz.

evet. selam olsun.